Our social:

Latest Post

Beşeri Coğrafya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Beşeri Coğrafya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Nisan 2015 Perşembe

Nüfus Artışı

Sınırları belli bir alanda yaşayan insan sayısına nüfus denir. Nüfusun sayısı, eğitim durumu, yaş ve cinsiyet gruplarına dağılımı gibi özellikleri hakkında bilgi edinebilmek için, nüfus sayımları yapılır. Nüfus sayımı bir ülkede yaşayan insanların belli bir günde sayılması işlemidir.
Günümüzde Dünya Nüfusu 5 Milyar 530 Milyona ulaşmıştır. Dünya nüfusundaki bu hızlı artışın nedenleri;
  • Tıp Bilimindeki gelişmeler : Tıp bilimindeki gelişmelere bağlı olarak doğum oranlarının artması ve ölüm oranlarının azalması nüfus artışına yol açmıştır.
  • Tarımdaki Gelişme ve Endüstrileşme : Tarım ve endüstri alanındaki gelişmelere yaşam koşullarının iyileşmesini sağlamıştır. Böylece kötü beslenmeden kaynaklanan ölümler azalmıştır.
  • Teknolojik Gelişmeler : Teknolojik gelişmeler, yaşam koşullarını iyileştirerek, nüfus artışına dolaylı olarak etki eder.

Nüfusun Kıtalara Dağılımı

Birleşmiş Milletler’in 1994 yılı verilerine göre Dünya Nüfusu 5 Milyar 530 milyondur.

Doğal Nüfus Artış Hızı (Doğurganlık Hızı)

Bir yıl içinde, doğum ve ölüm sayısına bağlı nüfus artışına doğal nüfus artış hızı ya da doğurganlık hızı denir. Doğurganlık hızı, eğitime, kültüre ve ekonomik gelişime bağlı olarak değişir. Ekonominin tarım ve hayvancılığa dayalı olduğu, eğitim ve kültür düzeyinin  geri olduğu ülke ve bölgelerde doğurganlık hızı fazladır. Ayrıca kırsal kesimde doğurganlık hızı kentlere göre daha yüksektir. Nüfusun yıl içinde göstermiş olduğu artış hızına ise yıllık nüfus artış hızı denir. Bir bölgedeki yıllık nüfus artış hızı doğum ve ölüm oranları dışında göçlerle de değişebilir. Doğurganlık hızı ve yıllık nüfus artış hızı yüzde (%) yada binde (%o) ile ifade edilir.

Dünya Yıllık Nüfus Artış Hızı

Aşağıda, Birleşmiş Milletler’in verilerine göre (1990-1995) kıtaların doğum oranı, ölüm oranı, doğal nüfus artış hızı ve yıllık nüfus artış hızı verilmiştir.

Kıtalara Göre Doğum Oranları

Doğum oranının en yüksek olduğu kıta %o 42 ile Afrika’dır. Avrupa ise %o 12 ile doğum oranının en düşük olduğu kıtadır. Doğum oranları ile kıta veya bölgenin gelişmişliği arasında yakın bir ilişki vardır. Ekonominin tarım ve hayvancılığa dayalı olduğu, eğitim ve kültür düzeyinin düşük olduğu  yerlerde doğum oranlarında artış görülür.

Kıtalara Göre Ölüm Oranları

Yaşam koşularına bağlı olarak insanların ortalama yaşam süresi kısalmaktadır. Bu nedenle ölüm oranının en yüksek olduğu kıta, ekonomik ve kültürel yönden geri kalmış Afrika’dır. Genç nüfusun fazla olduğu ve sürekli göç veren Güney Amerika ise, %o 7 ile ölüm oranının en az olduğu kıtadır.

Dünya Doğal Nüfus Artış Hızı

1990-1995 yılları arasında, ekonomik ve kültürel yönden geri kalmış olması  nedeniyle doğal nüfus artışının en fazla olduğu kıta Afrika’dır. Avrupa’da ise doğal nüfus artışının en az olmasının nedeni,doğurganlık hızlarını kontrol altına almış gelişmiş ülkelerin varlığıdır.

Dünya Yıllık Nüfus Artış Hızı

1990-1995 yılları arasında yıllık nüfus artışının en fazla olduğu kıta, %o 28 ile Afrika kıtasıdır. Avrupa ise göç almasına karşın %o ile yıllık nüfus artış hızının en az olduğu kıtadır.

Hızlı Nüfus Artışının Getirdiği Sorunlar

  1. Tüketici durumda olan çocuk yaştaki nüfusu ve tüketimi artırır.
  2. Kişi başına düşen ulusal gelir payı azalır.
  3. Ulusal gelirin büyük bölümünün artan nüfus tarafından tüketilmesine bağlı olarak ekonomik kalkınma hızı yavaşlar.
  4. Artan nüfusu beslemek için toprağın aşırı kullanılması toprak erozyonunu hızlandırır. Çeşitli çevre sorunları ortaya çıkar.
  5. Ekonomik bağımlılık oranı yükselir.
  6. Yetersiz beslenme sorunu ortaya çıkar.
  7. Kırsal kesimden kentlere doğru olan göçler yoğunluk kazanır.
  8. Kırsal alanlarda ve kentlerde işsizlik ve geçim sıkıntısı başlar.
  9. Çarpık kentleşme görülür.

UYARI : Bir ülkedeki nüfus artış hızının fazla olmasının sorun haline gelmesindeki temel etken, o ülkenin ekonomik kaynaklarının ülkede yaşayan nüfusun beslenme, barınma, eğitim,  sağlık ve iş gibi temel gereksinimlerini karşılayamamasıdır. Bu duruma aşırı nüfuslanma denir.

Göçler

Nüfusun  geçici veya sürekli olarak yer değiştirmesidir. Göçler, hızlı nüfus artışının doğal bir sonucudur. Bir bölgedeki nüfusun, artmasında veya azalmasında göçlerin büyük etkisi vardır.
Göçlerin oluşum nedenleri 3 grupta toplanır.

  • Doğal Yıkımlar

Deprem, heyelan, kuraklık, taşkın, sel, çığ gibi doğal yıkımlar göçlere neden olmaktadır.
Doğal yıkımlardan zarar gören insanlar bulundukları yerleri terk ederek koşulları daha iyi olan yerlere göç ederler. Örneğin ülkemizde 1998’de Adana’da meydana gelen depremde zarar gören birçok kişi başka kentlere göç etmişlerdir. Yine 1998’de Bartın’da meydana gelen sel felaketi ise ilçeyi yaşanamaz hale getirmiş ve göçe neden olmuştur.

  • Sosyal ve Siyasi Nedenler

Savaşlar, işgaller, devrimler, terör olayları veya dini olaylar göçlere neden olmaktadır. Örneğin Sırpların işgali nedeniyle Bosnalıların bulundukları bölgeyi terk etmesi siyasi nedenli bir göçtür.

  • Ekonomik Nedenler

Ekonomik gelişmenin yavaş olduğu bölgelerde iş olanaklarının az olması, göçlere neden olmaktadır. İşsizlik nedeniyle yapılan göçlere işgücü göçü denir. İşgücü göçleri mevsimlik, kısa süreli veya uzun süreli olabilir. Örneğin ülkemizde yaz mevsiminde pamuk işçilerinin Çukurova’ya gelmesi mevsimlik işgücü göçüdür.

Dünya Nüfusunun Alansal Dağılışı

Nüfus Dağılışı: Belirli bir yerdeki nüfusun sık veya seyrek olma durumudur. Nüfusun sayısı ve özellikleri yanında dağılışının da iyi bilinmesi gerekir. Çünkü dünya genelinde veya dünyanın herhangi bir alanında ekonomik ve sosyal özelliklerin ve sorunların tespit edilmesi, çözülmesi açısından nüfusun mekânsal dağılışını iyi bilmek gereklidir.
Nüfusun dağılışında kullanılan kavramlar.
Nüfusu fazla olan yerler için—Yoğun nüfuslu ( Sık nüfuslu)
Nüfusu fazla olmayan yerler için – Orta nüfuslu ( Orta yoğunlukta veya sıklıkta)
Nüfusu az olan yerler için -- Seyrek nüfuslu ifadeleri kullanılır.( Tenha)
Dünyada nüfusunda geçmişten bu güne doğru sürekli bir değişim yaşanmıştır. Bu değişimlerden bir de dünyada nüfusun alansal dağılışıdır.
Dünya nüfusu yeryüzünde eşit ve dengeli bir şekilde dağılmamıştır. Nüfus kıtalara, ülkelere, ülkeler içerisinde bölgelere ve illere göre de farklılıklar gösterir. Dünya nüfusunun yeryüzündeki dağılımı çok dengesiz bir şekilde olup, İnsanların üçte ikisi karaların onda birinden daha az topraklar üzerinde toplanmıştır. Diğer taraftan kuzey yarı küre insanların 90’nını, eski dünya karaları da %85 ini barındırmaktadır.
Dünya nüfusunda tarih boyunca sürekli artış yaşanırken, bu artışlar kıtalara göre aynı olmamıştır.


Nüfus dağılışını etkileyen etmenler

Nüfus Dağılışını etkileyen doğal Faktörlerin başlıcaları şunlardır:

A) Yer şekilleri (Topografik özellikler):

1 -Yükselti: 
Genel olarak yükselti arttıkça nüfus yoğunluğu azalır. Dağlık alanlarda nüfus az ve dağınıktır. Yüksek dağ ve platolarda 1500 m ‘den sonrası yaklaşık olarak boştur. Bunun nedeni, kışların uzun yazların kısa sürmesi, tarımsal etkinliklerin kısıtlanmasıdır. Ulaşım güçlükleri de nüfuslanmanın az olmasında etkilidir.
Ekvatoral bölgede alçak kesimler çok yağışlı, nemli ve sıcak olmasından dolayı bu bölgelerde nüfus, iklim koşullarının elverişli olduğu yüksek kesimlerde toplanmıştır.
2 -Eğim ve Bakı: 
Dünyada eğimi az olan ve düz alanları sık nüfusludur. Çünkü buralardaki iklim ve arazi şartları Tarıma müsait, ulaşım imkânları da gelişmiştir. Eğimin fazla olduğu engebeli sahalar seyrek nüfusludur. Kuzey Yarımkürede dağların güneye bakan yamaçları daha fazla ısınır. Güney yarım kürede ise dağların Kuzeye bakan yamaçları daha fazla ısınır Bu yüzden dünyada Kuzey Yarımkürede dağların güneye bakan yamaçlar, kuzeye bakan yamaçlara göre daha sık nüfuslanmıştır.
3-Dağların Uzanış doğrultusu: 
Kıyı paralel uzanan dağların denize bakan yamaçları deniz etkisi ile daha nemli, ılıman şartlara sahiptir. Genel olarak sıcaklık yüksektir. Bu yüzden dağların denize bakan yamaçları sık nüfuslu iken, içlere bakan yamaçları seyrek nüfusludur.


B-)İklim şartları: 
İklim elemanlarından SICAKLIK ve YAĞIŞ nüfus dağılışında en etkili olanlardır. Ilıman ve yeterli yağış alan yerler sık nüfusludur. Dünya nüfusunun zaten çoğu ılıman iklim kuşağında yaşar. İklim koşullarının insan yaşamına uygun olmadığı soğuk iklim, çöl iklimi, karasal iklim, çok aşırı sıcak ve yağışlı ekvatoral iklimle kutup altı iklim bölgeleri seyrek nüfusludur.


C)Bitki örtüsü: 
Bitki örtüsünün, özellikle ormanların sık ve gür olduğu alanlarda nüfus az ve seyrektir. Çünkü ormanlık alanlarda tarıma ve yerleşmeye elverişli alanlar sınırlıdır.


D)Toprak verimliliği: 
Kıyılardaki verimli düzlükler, delta ovaları ve verimli iç ovalar nüfusun yoğun olduğu alanlardır. Kalkerli arazinin yaygın olduğu alanlar, tuzlu, çorak, jipsli ve aşırı yıkanmış verimi az topraklar tarıma uygun olmadığı için seyrek nüfusludur.


E)-Su kaynakları: 
İçme ve kullanma suyu temini, tarım ve sanayide suya ihtiyaç duyulması nedeniyle nüfusun çoğu, akarsu, göl vb. su kaynakları çevresinde yoğunlaşmıştır.


F)- Enlem: 
Dünyada insanlar çok sıcak şartların yaşandığı ekvatoral iklim bölgesi ( Sıcak kuşak) ta, çok soğuk şartların yaşandığı kutup bölgeleri insan yaşamına uygun olmadığı seyrek nüfusludur.
Buna karşın insanların çoğu ılıman kuşakta yaşar. Sıcak ve soğuk kuşakların az, ılıman kuşağın s›k nüfuslu olmasının temel nedeni iklimdir.


Nüfus Dağılışını Etkileyen Beşeri ve Ekonomik faktörlerin başlıcaları şunlardır:

A- Tarihi, İdari faktörler ve Askeri Faktörler:
Dünyada eskiden beri yerleşme alanı olan ve çok eski dönemlerden beri ticaret yollarının kavşak noktası yerler ve buralarda kurulan yerleşmeler daha sık bir nüfusa sahiptir.
Dünyada bazı kentler başkentlik yapmış olmaları sayesinde, bazı kentler de tarihten günümüze gelen askeri önemi ile yoğun nüfuslanmıştır.


B-Ekonomik faktörler: 
Dünyada bazı alanlar da sanayi, madencilik, tarım, turizm, ticaret, hizmet ve ulaşım şartlarının iyi olması veya önemli kara, demir, deniz yolları, önemli havaalanları ve limanları ile insanları kendine çok çekmiş ve yoğun nüfuslanmıştır.


Dünyada sık nüfuslu alanların ortak özellikleri:
1- Arazisi düz ve verimli alanlardır.
2-İklim şartlarının uygun olduğu alanlardır.
3- Endüstrinin geliştiği alanlardır.
4- Ulaşımın kolay olduğu alanlardır.
5-Yeraltı ve yer üstü kaynakları bol olan alanlardır.
6- Tarım, hayvancılık, ticaret, turizm etkinliklerinin yoğunlaştığı alanlar.
Dünyada seyrek nüfuslu alanların ortak özellikleri:
1- Arazinin yüksek, engebeli ve eğimli alanlar ile toprağı verimsiz alanlar.
2- Ulaşımın zor yapıldığı yerler.
3-İklimin sert, yağışın az, kuraklığın fazla olduğu yerler.
4- Sanayi, ticaret, turizm ve bayındırlık çalışmalarının gelişmediği alanlar.
5- Sık ve gür ormanların olduğu alanlarda nüfus seyrektir.
6- Kurak karakterli çöl alanları,
7- Buzullarla kaplı kutup bölgeleri.


Dünya üzerinde en sık ve seyrek nüfuslanmış yerler ve nedenleri:
A- Sık Nüfuslanmış Yerler:
Dünya nüfusunun büyük bir bölümü uygun yasama koşulları taşıyan ılıman iklim kuşağında toplanmıştır.
Muson Asyası: Asya kıtasının güney ve güneydoğusundaki ülkeleri kapsayan bu bölgede, bol yağışlı iklim nedeniyle pirinç ve çay tarımı önem taşır.
Dünya’nın en kalabalık ülkeleri olan Çin Halk Cumhuriyeti ve Hindistan bu bölgede bulunmaktadır. ( tarım) Japonya: Sanayileşmenin ve kısmen madenciliğin etkisiyle sık nüfuslanmıştır.
Akarsu Havzaları: Tarım koşullarının elverişli olduğu Ganj, İndus, Fırat, Nil gibi akarsu havzaları sık nüfuslanmıştır.

Akarsu boyları enleme göre farklı nüfus yo­ğunluğuna sahiptir. Örneğin sıcak kuşakta Amazon, Kongo nehirlerinin havzası seyrek nüfuslu iken, orta kuşakta, Tuna, Ren, Fırat nehirlerinin havzası yoğun nüfusludur.
Güney ve Batı Avrupa: Madencilik, endüstri ve ticaretin çok geliştiği Avrupa’nın bütünü sık nüfuslanmıştır.
Amerika: Kuzey Amerika’nın kuzeydoğu kıyıları; Sanayi, tarım imkânları, deniz etkisi, uygun iklim şartları ve ulaşım kolaylığı.


B- Seyrek Nüfuslanmış Yerler

İklim şartlarının olumsuzluğuna bağlı olarak nüfusun çok az olduğu, tenha yerlerdir.
Soğuk Bölgeler: Kuzey Kutup Dairesi içinde bulunan Gröndland, Alaska, Kanada’nın Kuzeyi, İskandinav Yarımadası ve Sibirya’nın kuzey bölgeleri düşük sıcaklık nedeniyle seyrek nüfuslanmıştır.

Yüksek Dağlar: 
İklim koşullarının her türlü ekonomik faaliyeti, özellikle tarımı sınırlamasına bağlı olarak
seyrek nüfuslanmıştır. ( Himalayalar)

Sıcak ve Nemli Ekvatoral Bölgeler: 
Tropikal kuşakta, Amazon, Kongo havzaları gibi alçak yerler, yüksek sıcaklık, aşırı nemlilik, sık ormanlar ve geniş alan kaplayan bataklıklar nedeniyle az nüfuslanmıştır.

C-Nüfuslanmamış Yerler
İklim ve zemin koşulları nedeniyle insanlarin yerleşmesine elverişli olmayan, nüfuslanmamış yerlerdir.

Kutup Bölgeleri: 
Güney Kutup Bölgesi’nde bulunan Antarktika Kıtası 14 milyon km2 genişliktedir. Kalın buzullarla kaplı bir kıta olduğu için nüfuslanmamıştır.

Bataklıklar: 
Bataklık, yağış miktarının fazlalığı nedeniyle, toprağın çok ıslak olduğu, yer yer suların yüzeyde biriktiği yerlerdir. Yerleşmeyi ve ekonomik faaliyeti sınırlandırdıkları için nüfuslanmamıştır.

Çöller: Dönenceler çevresindeki Meksika, Büyük Sahra, Arabistan, Kalahari, Avusturalya çölleri ile Asya’nın iç kesimlerindeki Iran, Kızıllkum, Kara kum, Taklamakan ve Gobi çölleri, insanlarin yaşamasına ve yerleşmesine uygun değildir.

Nüfus ve Nüfus Sayımları

Belirli bir zamanda, sınırları belirli alanda yaşayan insan sayısına nüfus denir.
Ülkelerin toplam nüfusları nüfus sayımları ile belirlenir.
Belirli bir zamanda bir ülke sınırları içinde kişilere yönelik yapılan demografik, ekonomik ve sosyal verilerin toplanması ve bu verilerin değerlendirilmesi işlemine  nüfus sayımı denir.
Modern nüfus sayımları, ilk defa İskandinav ülkelerinde yapılmıştır.
Osmanlı Devleti'nde ise ilk kapsamlı nüfus sayımı II. Mahmut döneminde 1831 yılında yapılmıştır. Amaç; asker ve vergi yükümlülerini belirlemektir.
Nüfus Sayımları Yapışmasında Hedeflenen Amaçlar
  •  Ülkenin nüfus miktarını ve artış hızını belirlemek,
  • Nüfusun yaş ve cinsiyet yapısını belirlemek
  • Kent ve kır nüfusunu belirlemek,
  •  Nüfusun eğitim durumunu belirlemek,
  • Nüfusun mesleklere göre dağılımını öğrenmek
  • Nüfus hareketlerini öğrenmek gibi amaçlarla nüfus sayımları yapılır.
Dünya Nüfusunun Tarihsel Değişimi
Nüfus bilimciler, insanlık tarihi boyunca 3 büyük sıçrama döneminin yaşandığını düşünmektedir.
  • ilki, yaklaşık 2 milyon yıl önce insanların alet yapımını keşfetmesiyle yaşanmıştır. Bu dönemde, yetersiz beslenme azalmış ve vahşi hayvanlara karşı mücadelede önemli ilerlemeler gösterilmiştir
  • ikinci sıçrama yaklaşık 10.000 yıl önce insanların yerleşik hayata geçerek hayvanları evcilleştirmeleri ve tarımla uğraşmaları dünya nüfusunun hızla artmasına neden olmuştur.
  • üçüncü sıçrama Sanayi Devrimi ile gerçekleşmiştir.
Dünya nüfusu artmasına rağmen artış hızı, 1970 yılından günümüze kadar giderek azalmaya başlamıştır.
Nüfusun  Dağılışını Etkileyen Faktörler  
A. Doğal Faktörler
1. İklim : Yağışların fazla , kışların ılık geçtiği iklim bölgeleri sık nüfusludur. Kutup bölgeleri, çöller ve Ekvatoral bölgenin alçak kesimleri (Amazon- Kongo) elverişsiz iklim şartlarından dolayı seyrek nüfuslanmıştır.
Ülkemizde nüfusumuzun büyük bir kısmı iklim şartlarının elverişli olduğu  kıyı kesimlerde toplanmıştır.
2. Bitki Örtüsü : Sık ve gür ormanlık alanlar seyrek nüfuslanmıştır.
3. Yer Şekilleri : Dağlık ve yüksek sahalar seyrek nüfusludur. Engebeli yerlerde;
  • Ulaşım şartlarının elverişsizliği,
  •  Tarım alanlarının kısıtlı olması
  • Yer şekillerinin  yerleşmeyi sınırlandırması gibi sebeplerle nüfus seyrektir.
Ülkemizde; Menteşe yöresi, Taşeli Platosu, Teke Platosu, Biga ve Gelibolu yarımadaları ile Yıldız Dağları Bölümü  elverişli iklim şartlarına rağmen seyrek nüfusludur. Sebebi, yer şekillerinin engebeli olmasıdır.
Kıyıya paralel uzanan dağlar , kıyı ile iç kesim arasındaki ulaşımın zorlaştırmıştır. Ayrıca iç kesimlerin az yağış almasına ve iklimin  karsallaşmasına yol açmıştır.  Bu sebeplerden dolayı Karadeniz ve Akdeniz bölgelerinde nüfus kıyı kesimlerde toplanmıştır.
4. Toprak Özellikleri : Geniş ve verimli toprakların yer aldığı (alüvyal ovalar ile volkan dağları çevresi)  alanlarda nüfus sıktır. Ülkemizde bu alanların çoğunluğu delta ovalarıdır. Çukurova, Çarşamba, Bafra, Bakırçay, Gediz, Küçük ve Büyük Menderes ovaları bu sahaların başında gelir.
5. Su Kaynakları : Akarsu çevreleri su imkanı ve verimli tarım alanlarından dolayı sık nüfusludur. Bu genellemeye Ekvatoral bölge akarsuları (Amazon, Kongo) ile Kutup bölgesi akarsuları (Obi, Yenisey ve Lena gibi) uymaz.
Sık nüfuslu akarsu çevreleri; Nil, Fırat, Dicle, İndus, Ganj gibi.
6. Kara ve Deniz Dağılışı : Dünya nüfusunun büyük bir kısmı  Kuzey Yarım Küre’de toplanmıştır. Sebebi, karaların geniş alan kaplamasıdır.
B. Beşeri ve Ekonomik Faktörler
1. Sanayi: Sanayinin gelişmiş olduğu Avrupa ülkelerinde, Japonya’da ve ABD’nin doğusunda nüfus yoğundur.
Ülkemizde İstanbul , İzmit, Adapazarı, Bursa, İzmir, Adana gibi merkezlerde nüfusun yoğun olmasında sanayinin gelişmişliği etkilidir.
2. Tarım : Tarımsal faaliyetlerin gelişmiş olduğu yerler sık nüfusludur. Ör. Akhisar, Çukurova, Bafra ,Çarşamba gibi.
3. Yer altı Kaynakları : Yer altı kaynaklarının çıkarıldığı ve işlendiği yerler iş imkanından dolayı sık nüfusludur. Almanya’da Essen, ülkemizde ise Soma, Ereğli, Karabük, Seydişehir, Batman, Afşin-Elbistan örnek gösterilebilir.
4. Ulaşım : Ulaşımın gelişmiş olduğu yerlerde ticaret ve sanayi geliştiği için sık nüfuslanmıştır.
İstanbul, Ankara, Afyon, Adana, Eskişehir gibi merkezlerde sanayi ve ticari faaliyetlerin gelişmesinde işlek yollar üzerinde olması etlidir.
5. Turizm : Turizmin gelişmiş olduğu yerlerde mevsimlik  nüfus artışı görülür. Kıyı bölgelerimizde yaz döneminde,
Bursa-Uludağ, Bolu-Kartalkaya, Kayseri-Erciyes’ te ise kış döneminde nüfus artar.
6. Tarihi Faktörler: Geçmiş uygarlıklar döneminde önemli şehirler durumunda olan yerleşmeler, günümüzde de önemli nüfusa sahip şehirler durumundadır.
Ülkemizde; İstanbul, Bursa, Edirne, Konya, Kayseri, Sivas, Ş.Urfa ve Diyarbakır bu illerin başlıcalarıdır.
NOT: Bir ülkede nüfusun dağılışında doğal faktörlerin etkisi fazla ise o ülke gelişmemiştir.
NÜFUS YOĞUNLUKLARI
1. Aritmetik (Matematik ) Nüfus Yoğunluğu
2. Tarımsal Nüfus Yoğunluğu  
Yer şekillerinin  engebeli olduğu yerlerde tarımsal nüfus yoğunluğu fazla iken, ovalarda azdır.
Tarımsal nüfus yoğunluğu, Doğu Anadolu ve Karadeniz Bölgelerinde fazla iken, İç Anadolu ve G.Doğu Anadolu Bölgelerinde azdır.
3. Fizyolojik Nüfus Yoğunluğu:
Fizyolojik nüfus yoğunluğunun en fazla olduğu bölge Marmara, en az olduğu bölgeler İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’dur.
Bilgi Notu:
Bir yerin matematik nüfus yoğunluğu ile fizyolojik nüfus yoğunluğu arasında fark fazla ise o yer dağlıktır.
NÜFUS ARTIŞI
Sınırları belli alanda, belli bir süre içinde nüfus sayısındaki değişime nüfus artışı denir. Nüfus artışı % veya ‰ olarak ifade edilir.
Nüfus miktarındaki değişimleri doğum ve ölüm oranları arasındaki fark belirler.
Bir yerde doğum oranlarının ölüm oranlarından fazla olmasıyla gerçekleşen nüfus artışına doğal nüfus artışı denir.
Doğum ve ölümlerin yanında göçlerle birlikte meydana gelen nüfus artışına ise gerçek nüfus artışı denir.
Bir ülke veya bölgede gerçek nüfus artışı doğal nüfus artışından az ise göç vermiş, daha fazla ise göç almıştır.
NÜFUS ARTIŞINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER
  • Beslenme olanakları
  • Savaşlar, göçler ve doğal afetler
  • Eğitim ve kültür seviyesi: Eğitim seviyesi yükseldikçe doğum oranları azalır.
  • Sağlık hizmetleri
  • Nüfus planlamaları
  • Yaşam standartları
  • Kadının iş hayatına girmesi gibi faktörler ülkelerin nüfus artış hızını etkilemektedir.
Gelişmiş ülkelerde hayat standartlarının yüksek olması sebebiyle ortalama insan ömrü daha uzundur.
Az gelişmiş ülkelerde nüfus artış oranının yüksek olmasının en önemli nedeni doğum oranlarının yüksek olmasıdır.  
Dünyada nüfus artış hızı en fazla olan kıta Afrika Kıtasıdır.
Dünya genelinde kadın başına düşen bebek sayısı giderek azalmaktadır.
Türkiye’de Nüfus Artışı
Nüfus artış hızımızda en düşük değer binde 10,5 ile 1940-1945 yılları arasında olmuştur. Bunun başlıca sebebi II. Dünya Savaşı’na bağlı olarak 2 milyona yakın erkek  nüfusun askere alınmasıdır.
Nüfus artış hızımızda en yüksek  değer binde 28,5 ile 1955-1960 yılları arasında olmuştur. Bunun başlıca nedenleri ise  savaşlı yılların bitmesi, beslenme ve sağlık şartlarının iyileşmesi, sanayileşmeye bağlı olarak yaşam standardının yükselmesidir.
Nüfus artış hızımız zaman zaman dalgalanma gösterse de nüfusumuz sürekli olarak artmaktadır.
1985 sayım yılından sonraki dönemlerde nüfus artış hızımız düzenli olarak düşmüştür. Bu durum üzerinde;
  • sanayileşme ile birlikte kadınların çalışma hayatına girmesi,
  • aile planlaması uygulamalarının başarılı olması,
  • ve eğitim seviyesinin yükselmesi etkilidir.
Türkiye’de doğum oranları azalırken ölüm oranları da azalmakta, yani insan ömrü uzamaktadır.
Doğum oranı batı bölgelerimizde az iken doğu bölgelerimizde fazladır.
Hızlı Nüfus Artışının Olumsuz Etkileri
  • Tüketim artar. İhracat azalır veya ithalat artar.
  • Demografik ( 0-14 yaş grubunun temel ihtiyaçları için yapılan  yatırım- konut, hastane, okul gibi)  yatırımlar artar.
  • Tasarruflar azalır.
  • Kalkınma hızı yavaşlar.
  •  Kişi başına düşen milli gelir azalır.
  • Konut sıkıntısı olur. Sonuçta gecekondulaşma olur.
  • İşsizlik artar. İç ve dış göçler artar.
  • Tarım alanlarının amaç dışı kullanımı artar.
  • Çevre sorunları artar.
 Hızlı Nüfus Artışının Olumlu Etkileri
  • Mal ve hizmetlere talep artar.
  • Piyasa genişler,yeni yatırım sahaları açılır.
  • Üretim ve vergi gelirleri artar
  •  Ülke savunmasına katkısı olur.
  • İşçi ücretleri düşer. Dolayısıyla üretim maliyeti azalır.
 Nüfus Artış Hızının Düşmesinin Olumlu Etkileri
  •   Anne ve bebeklerin sağlık düzeyleri yükselir.
  •  Yaşam standartları yükselir.
  •  Sağlık ve eğitim hizmetlerinin kalitesi artar.
  •  Kişi başına düşen milli gelir artar.
 Nüfus Artış Hızının Düşmesinin Olumsuz Etkileri
  •  Cinsiyet dengesizliği ortaya çıkar.
  •  Nüfus miktarı zamanla azalır.
  •  Uzun vadede nüfus dinamizmini kaybeder.
  • Yaşlı nüfus artarken, çalışma çağındaki nüfus ve genç nüfus azalır. bu durum işgücü yetersizliğine neden olur.
  •  Emekli nüfus miktarı artar.
 NÜFUS PİRAMİTLERİ
Herhangi bir yerin nüfus özelliklerini göstermede nüfus piramitleri kullanılır.
  • Nüfus piramitlerinden;
  •   Ülkenin nüfus özellikleri,
  • yaş grupları,
  • cinsiyet durumu
  •  ve ekonomik özellikleri (kalkınmışlık durumu) gibi özellikler hakkında bilgi edinilebilir.
Nüfusun Yaş Yapısı  
Nüfus piramitlerinden faydalanarak nüfusun yaş gruplarına göre dağılımı öğrenilebilir. Genel olarak;
0-14 yaş çocuk,
15-64 yaş grubu yetişkin (çalışan veya üretici),
65 ve daha yukarı yaş grubu ise yaşlı nüfus olarak kabul edilir.
0-14 yaş grubu ile 65 yaş üzeri nüfus bağımlı (tüketici) nüfustur.
Doğum oranı yüksek olan ülkelerde çocuk ve genç nüfus oranı fazla, yaşlı nüfus oranı ise azdır. Bu durumda; bağımlı nüfus oranı da yüksek olmaktadır.  Bu durum, genellikle az gelişmiş veya ekonomik kalkınmasını henüz gerçekleştirememiş ülkelerde görülmektedir
Doğum oranının az olduğu gelişmiş ülkelerde çocuk nüfus oranı çok düşük, orta yaş ve yaşlı nüfus oranı oldukça yüksektir. Bu tür ülkelerde çalışan nüfus oranı fazla olduğu için bağımlı nüfus oranı düşüktür. Gelişmiş ülkelerde hayat standartlarının yüksek olması sebebiyle ortalama insan ömrü daha uzundur.
Çalışan nüfus (15-64 yaş arası), hem kendi hem de çalışmayanların ihtiyaçlarını karşılamak ve onlara bakmakla yükümlüdür.
Nüfusun yaş yapısını belirleyen en önemli etmen doğum oranıdır. Bunun dışında göçler, savaşlar ve salgın hastalıklar da bir ülkenin yaş yapısı üzerinde etkilidir.
Nüfusun Cinsiyet Yapısı
Nüfus piramitlerine göre nüfusun cinsiyet durumu da öğrenilebilir.
Dünya genelinde kadın ve erkek oranlarına bakıldığında,
gelişmiş ülkelerde  yaşlı nüfus içinde kadın nüfus oranının  daha fazla olduğu görülür.
Geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde ise erkek nüfus oranı daha fazladır.
Göç veren ülkelerde veya bölgelerde kadın nüfusun, göç alan ülke veya bölgelerde ise erkek nüfusun fazla olduğu görülür. Ayrıca savaşlar da nüfusun cinsiyet yapısı üzerinde etkili olabilmektedir
İkizkenar Üçgen Piramit
Düzgün bir üçgene benzeyen bu piramit, yüksek doğum ve ölüm oranlarına sahip ülkelere aittir.
Sanayi Devrimi öncesi toplumların çoğu bu piramit örneğini yaşamıştır.
Günümüzde ise Bangladeş gibi yüksek doğum ve ölüm oranlarının yaşandığı ülkelerde görülmektedir.
Geniş Tabanlı Piramit  
Bu piramit, düzgün üçgen piramidine göre kenarları içe çökük bir özellik gösterir.
0-5 yaş grubundaki ölüm oranlarının azalmaya başladığı; ancak doğum oranlarının yüksek olduğu ülkelerin piramididir.
Bu tür piramitler, İran ve Nijerya gibi gelişmekte olan ülkelerde görülmektedir.
 Dar Tabanlı Piramit
Bu piramit; arı kovanı şeklindedir. Düşük doğum ve ölüm oranlarının görüldüğü ülkelerin nüfus piramididir.
Düşük doğum oranları nedeniyle piramidin tabanı dardır. İngiltere ve İsveç gibi kalkınmış ülkeler buna örnektir.
 Çan Şeklindeki Piramit
Çan şeklindeki bu piramit, uzun bir zaman sürecinde düşük doğum ve ölüm oranlarından sonra doğum oranlarının arttığını göstermektedir.
ABD ve Kanada gibi ülkelere özgü bir piramittir.
Asimetrik Şekilli Piramit
Asimetrik şekilli bu piramit, doğum oranında hızlı bir düşüş görüldüğü, ölüm oranının da düşük olduğu piramit tipidir.
Japonya gibi büyük nüfus problemi yaşadıktan sonra hızla gelişen ülkelere özgü bir piramittir.
TÜRKİYE NÜFUSUNUN YAPISI  
YAŞ GRUPLARINA GÖRE DAĞILIŞI
Nüfusun yaş yapısı; nüfusun genel yapısı ve doğurganlık oranı hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlar.
Yukarıdaki piramide göre 0-24 yaş grubunu gösteren kesimin daha geniş olduğu görülmektedir. Bu durum ülkemizin genç nüfuslu olduğunu göstermektedir.
Nüfusumuzun en önemli özeliği genç ve dinamik yapı göstermesidir. Türkiye nüfusunun yarısı 28.8 yaşından (TÜİK 2009) küçüktür.
0-4 yaş grubundaki daralma ülkemizde son yıllarda doğum oranlarının azaldığını göstermektedir.
65 yaş ve  üzeri gruptaki artış yaşlı nüfusun artmaya başladığını ve ortalama yaşam süresinin uzadığını göstermektedir.
2.NÜFUSUN CİNSİYETE GÖRE DURUMU  
Türkiye’de kadın erkek nüfusu yıllara göre değişiklik göstermiştir.
I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nda Türkiye büyük oranda erkek nüfusu kaybına uğramıştır. Bu sebeple ilk nüfus sayımı yıllarında kadın nüfusu erkek nüfusundan daha fazladır.
Bir şehirde kadın ve erkek nüfus arasındaki farkı; sanayi, şehrin göç alıp vermesi, askerî birlik bulunup bulunmaması gibi faktörler etkiler.  
Marmara ve Ege  bölgeleri göç aldığından bu bölgedeki illerin çoğunda erkek nüfus fazladır. Buna  karşılık göç veren Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerindeki illerde ise genellikle kadın nüfusu fazladır.
3. ÇALIŞAN NÜFUSUN SEKTÖREL DAĞILIMI
15-64 yaş grubu nüfus çalışma çağındaki nüfus olarak kabul edilir. Bu nüfus dilimi içinde bir işle uğraşan nüfusa aktif (çalışan ) nüfus denir.
Gelişmiş ülkelerde tarım alanında çalışan nüfus oranı azdır.
Cumhuriyetin ilk yıllarında tarımda çalışan nüfusun oranı (1927 yılında %89,6) çok fazla iken , günümüze doğru tarım dışı sektörlerin gelişmesiyle bu oran azalmıştır.
2007 verilerine göre Türkiye’de çalışan nüfusun %27,1 ‘i tarım, %19,4 ‘ü sanayi ve %53,5 ‘i hizmet sektöründedir.
4.NÜFUSUN EĞİTİM DURUMU
1927 yılında 6 yaş ve üstü nüfus dikkate alındığında genel nüfusumuzun sadece %11'i okuryazarken  2000 yılında bu oran %88'e çıkmıştır. Erkek nüfustaki okuryazar oranı kadın nüfustaki orandan daha yüksektir.
5.KIRSAL VE KENTSEL NÜFUS  
Bir ülkenin kırsal alanlarında ve kentlerinde bulunan nüfus miktarları, o ülkenin ekonomik ve sosyal yapısını yansıtan önemli göstergelerden biridir.
Gelişmiş ülkelerde kırsal nüfus oranı toplam nüfusun % 10'nunu geçmemektedir.
Cumhuriyetin ilk yıllarında kırsal nüfus, toplam nüfusumuzun büyük kısmını oluşturuyordu. 1927'de ülkemiz nüfusunun % 75,8'i kır, %24,2'si şehir yerleşmelerinde yaşıyordu.
Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze doğru kırsal nüfus oranı sürekli olarak azalmıştır. Bunun en önemli sebebi, köyden kente olan göçlerdir.
İlk olarak 1980 yılında ülkemizde yapılan nüfus sayımında şehir nüfusu, kırsal nüfustan daha yüksek sayıya ulaşmıştır.
Göç alan bölgelerimizde kentsel nüfus oranı fazladır.
Kentsel nüfus oranı en fazla olan bölgemiz Marmara Bölgesi iken en az olan bölgemiz Karadeniz Bölgesi’dir.