Our social:

14 Aralık 2014 Pazar

Ergene Havzası ve Ovası

      Yurdumuzdaki en tipik sübsidans havzası ''Ergene havzası''dır. Kuzeyde metamorfik Yıldız dağları , güneyde Işıklar dağları arasında fakat daha geniş anlamda, Istranca masifi ile, güneyde Biga - Kapıdağ - Uludağ masifi arasında yer alan bu havza dış drenaja açıktır. Havzanın çok büyük kısmında sular Ergene ve kolları (İnece, Babaeski, Sakızköy, Çorlu, Genç, Hayrabolu, Kaysan dereleri vs.)tarafından drene edilir. Bu sular zaman zaman Enez yakınlarında bataklıklara neden olurlar. Sıgırcık ve Gala bataklıkları gibi. Diğer bir kısım sular ise Marmara Denizine dökülür.

      Ergene havzası merkezi kısmında önemli bir relief arzetmez. Aynı durum batı ve güneybatı kısmı içinde söylenebilir. Eğim genel olarak ddoğuda doğudan batıya, batıda ise güney batıya doğrudur. Ancak, Istranca'dan güneye, Ganos'tan ise kuzeye doğru az bir eğim söz konusudur. Bu dağlık alanlara gidildikçe yarılma fazlalaşır ve ova yerini platolara terk eder. Lalapşa-Kırklareli-Saray ve Tekirdağ-Malkara-Keşan arasında durum böyledir.

      Ergene havzasının kuzeyindeki Istranca masifi, muhtemelen paleozoik öncesi ve paleozik yaştaki metamorfik kayaçlardan oluşmuştur. Bu eski masif üzerine Tersiyer ve Kuaterner tabakaları genellikle konkordant bir dizin halinde diskordant olarak gelmişlerdir. Bu formasyonlar masiften itibaren güneye doğru gidildikçe yavaş yavaş kalınlaşırlar. Bu kalınlaşmanın en fazla olduğu yer Tekirdağ - Babaeski arasındaki Dambaslar civarıdır. Buradaki Tersiyer ve Kuaterner sedimanlarının kalınlığı 6000m kadardır. Havzanın en çok çöken kısmı burasıdır. Yapılan araştırmalara göre çökme her yerde aynı olmamıştır. Bazı yerlerde sediman kalınlıkları azalmaktadır. Havzanın Marmara Denizine isabet eden kısmı yani Ergene ovasının temelini oluşturan sedimentler, epirojenik karakterdeki genç hareketlerle çökmüşlerdir. Bu çökme fay ve fleksürler eşliğinde olmuştur. Nitekim, Ganos kütlesinin güneyi, birbirine paralel basamak şeklindeki faylarla sınırlanmıştır.

      Ganos'taki bu özellik Istrancanın güneyinde de hemen hemen aynıdır. Burada da, eski kütle üzerine diskordant olan tersiyer tabakaları, Kırklareli - Pınarhisar - Vize - Saray arasında faylanmıştır. Ancak, Istrancalarda eğim atımlı ters faylarda oluşmuştur.

      Ergene ovasının merkezi kısmı, hemen hemen tamamen yatay veya yataya yakın durumlu karasal Miyosen ve Pliyosen tabakaları ile, yatak boylarında yer yer daralan genişleyen şeritler halindeki alüvyonlar tarafından temsil edilmektedir. Alüvyonlar, Ergene'nin Meriç'e karıştığı kısımdan itibaren Enez'e kadar oldukça geniş alanlar kaplamaktadır. Ayrıca Hayrabolu deresi yatağında birkaç km genişliğe ulaşmaktadır.

      Sonuç olarak Ergene Havzası, dolayısı ile bazı yerlerde ova karakteri gösterenbu ovanın oluşumunda hem tektoniğin hem de erozyon ve birikimin önemli rolleri olmuştur.

   

0 yorum:

Yorum Gönder