Küresel çevre Sorunları
IKLIM DEĞİŞİKLİĞİ
1. Küresel Isınma Nedir?
insanların çeşitli faaliyetlerine bağlı
olarak oluşan sera gazlarının artması sonucunda, atmosferin yeryüzüne yakın
kesimlerindeki sıcaklığın yapay olarak artması sürecine
küresel ısınma denir.
Küresel ısınmaya Güneş'ten yeryüzüne gelen enerjinin tekrar uzaya yansımasını
engelleyen karbondioksit, metan, ozon ve kloroflorkarbon gibi sera gazlarının
atmosferdeki oranının artması neden olmaktadır. Söz konusu gazlara sera gazları
denmesinin nedeni, bu gazların camın
seralarda güneşışınlarını içeri alıp içerideki ısıyı dışarı vermeme özelliğine benzer şekilde görev yapmalarındandır. Atmosferde bulunan sera gazları, Dünya'nın
ortalama sıcaklığının 15 °C düzeyde kalmasını sağlayan önemli unsurlardır. Ancak insan müdahaleleri sonucunda başta
karbondioksit gazı olmak üzere bu gazların atmosferdeki oranı ciddi
boyutlara ulaşmıştır.Küresel ısınmanın getirdiği en önemli sonuç, Dün-ya'daki iklim elemanlarının (sıcaklık, yağış, hava
hareketleri ve nemlilik) uzun yıllar süren doğal değişiminin
çok kısa bir süre içinde gerçekleşmesidir. Yapılan araştırmalar Dünya'daki iklim koşullarının son 15-20 yıl içinde çok hızlı bir şekilde değiştiğini ortaya koymuştur. Son yüzyılın en sıcak ve en kurak yazlarının son
10 yıl içinde yaşanması, Dünya'daki deniz suyu ortalama sıcaklığının 0,1 °C ile
1 °C arasında artması, kutup bölgelerindeki buzullardan erimeler sonucu büyük kütlelerin
koparak ayrılması gibi olaylar küresel ısınmayı kanıtlayan olaylara birer örnektir.
Küresel ısınma sonucu oluşabilecek başlıca olaylar şunlardır:
ﺇ
Dünya'daki buzul alanları
eriyecek ve bugünkü deniz seviyesi 60 cm kadar yükselecektir.
Böylece deniz kenarlarındaki
birçok yerleşme sular altında kalacaktır. (Hollanda, Banladeş en çok
etkilenecek ülkelerden bazıları)
ﺇ
Sıcaklığın artması, büyük su kütlelerindeki buharlaşmayı artıracak
ve buna bağlı olarak bu bölgelere yakın yerlerin yağış değerlerinde büyük artışlar görülecektir. Buna karşılık denizlerden uzak kara içlerindeki
buharlaşmanın şiddetlenmesi kuraklığı artıracaktır.
ﺇ
Hava hareketlerinin hızlanmasına bağlı
olarak şiddetli kasırgaların sayısının artacaktır.
ﺇ
Orman yangınlarında artışlar olacaktır.
ﺇ
Sıcaklık ve yağış değerlerindeki değişmeler eko-sistemleri olumsuz etkileyecek, yeni koşullara
uyum sağlayamayan canlı türleri yol olacaktır.
2. Küresel Isınmanın
Etkileri
Küresel ısınmanın gelecekte yol açacağı olası felaketlerin belirtileri şimdiden
görülmeye başlamıştır. Dün-ya'nın birçok bölgesinde küresel ısınmanın nedenol-duğu sorunlarla karşılaşılmaktadır. Bu olayların başlı-calarışunlardır:
ﺇ
Orta ve daha yukarıdaki enlemlerdeki karalara düşen yağış
miktarı % 5 -10 oranında artmış buna karşılık subtropikal alanlardaki karalara düşen yağış
miktarı % 3 oranında azalmıştır.
ﺇ
Son 10 yılda Asya ve Afrika gibi kıtalarda,
kuraklık ve sıcaklık şiddetini artırmıştır.
ﺇ
Son 50 yılda Kuzey Yarım Küre'de kar örtüsünde % 10luk bir azalma olmuştur.
ﺇ
Orta ve daha yukarıdaki enlemlerde göl ve nehirlerin yıllık buzla kaplı kalma süreleri iki hafta kadar kısalmıştır. Dağ
buzullarının sınırlarında zirveye doğru büyük çekilmeler olmuştur.
ﺇ
Sibirya'nın batısında binlerce yıldır donmuş hâlde bulunan bataklıklar son birkaç yıldır erimeye başlamıştır. Bunun nedeni bölgenin ortalama sıcaklığının son 40
yıl içinde 3 °C kadar artmış olmasıdır. Bataklıkların erimesiyle ileride atmosfere bol miktarda metan gazı karışacak
ve küresel ısınmanın artmasını hızlandıracaktır.
ﺇ
El Nino kasırgasının şiddeti , süresi ve görülme sıklığıönceki 20 - 30 yıl öncesine göre artmıştır.
3. Asit Yağmurları
Çeşitli işlemlerde kullanılan fosil yakıtların yakılması havayı kirletmekte ve kükürtdioksit, azotoksit, hidrokarbon ve partikül
madde yaymaktadırlar. Havada belli süre asılı
kalabilen bu maddeler, hava akımları sırasında su
buharı ve oksijenle tepkiye girerek sülfürük asit
ve nitrik aside (kezzap) dönüşmektedir.
Asitli su buharı, bulutlara katılarak onların bir parçası hâline gelir. Yağış için gerekli yoğunlaşma sağlandığında yağmur olarak yeryüzüne inerler.
Asit yüklü bulutlar, hava akımlarıyla kirliliğin kaynağından çok uzak bölgelere taşınabilmekte ve buraları
et-kileyebilmektedir.Asit yağmurlarına bağlı
olarak ortaya çıkan başlıca sorunlar şunlardır:
ﺇ
Ormanlardaki ağaçların yapraklarındaki büyümeyi ve gelişmeyi engelleyerek kurumalarına yol
açar.
ﺇ
Asit yağmurları; topraktan derelere, ırmaklara
ve göllere taşınır. Göl sularının asitliliği ve metal tuzlarının yoğunluğu artar. Buna bağlı olarak göl ekosistemi tehlikeye girer.
ﺇ
Toprağın yapısını bozarak besin zinciri yoluyla bitki ve diğer
canlıların zarar görmesine neden olur.
B. OZON SEYRELMESİ
Atmosferin stratosfer tabakası içinde
yeryüzünden yaklaşık 20 km ile 50 km arasındaki
yükseklikte kalan bölümde ozon gazı bulunur. Bu bölüme, ozon gazının yoğun olarak bulunması nedeniyle ozon tabakasıdenir. Bu tabakanın en önemli
işlevi, Güneş' ten gelen mor ötesi ışınların, canlılar için zararlı olan büyük bir kısmını absorbe ederek yeryüzüne ulaşmasını engellemesidir.
Son yıllarda yapılan araştırmalarda ozon tabakasının
inceldiği tesbit edilmiştir. Bunda en büyük etkenin sanayide kullanılan
kloroflorkarbon gazlarının atmosferdeki oranının
artmasıdır. Bu gazlar, ozon gazının bileşimini
bozmakta ve zamanla tabakanın işlevini
azaltmaktadır. Yine yapılan araştırmalarda ozon tabakası-nındaki
moleküllerin % 1 oranında azalması, mor ötesi ışınların yeryüzüne ulaşmasını % 2 oranında artırmaktadır. Böyle bir durumun artarak devam etmesi sonucunda cilt kanseri ve çeşitli göz
hastalıkları artacaktır. Ayrıca bu ışınların etkilerine fazla dayanamayan tarım ürünlerinde
verim düşüşü olacaktır. Yine sularda bulunan ve balıkların
besin kaynağı olan planktonların azalmasıyla su ürünleri üretiminde düşüşler görülecektir.
Sonuç olarak, ozon tabakasının doğal yapısının
bozulmasıyla, yeryüzündeki ekolojik denge büyük
oranda etkilenecektir.
C. ORMAN
TAHRİBİ
Ormanlar sağladıkları ekonomik ve ekolojik yararlar nedeniyle Dünya'nın en önemli
yer üstü zenginlikleri arasında
gelmektedir.Ormanların, yapacak ve yakacak maddeler elde etme bakımından
ekonomik fonksiyonları olduğu gibi ekolojik fonksiyonları da
vardır. Bunlar canlılar için hayat kaynağı olan oksijeni üretme, karbondioksiti tüketme,
toprak erozyonu ve selleri önleme,
iklim koşullarını düzenleme gibi fonksiyonlardır.
Ormanlar, yağış sularının toprak içine sızmasını vedolayısıyla yer altında depolanmasını sağlar. Böylece yağış sularının yüzeysel akışını engelleyerek toprak erozyonunu önlemiş olur.
Yine havadaki karbondioksiti emerek, oksijen üretmek
suretiyle havayı temizler. Havanın nemini artırarak ortamın kuraklaşmasını engeller.Ormanların bu yararlarına rağmen her geçen yıl Dünya üzerindeki orman alanları
azalmaktadır. Yapılan araştırmalara göre Dünya'nın tüm orman varlığı 9,5 milyar hektardır. Bu
miktar her geçen yıl azalmaktadır. Bu durumun başlıca nedenleri;
ﺇ
Nüfus artışına bağlı olarak orman ürünlerine olan aşırı talep
ﺇ
Hava kirliliğine bağlı olarak ormanların niteliğinin bozulması,
ﺇ
Yükselen yaşam düzeyiyle birlikte çeşitli ihtiyaçlara (yol, konut, spor kompleksi, dinlenme tesisleri) yönelik
binaların orman içlerine yapılması,çeşitli nedenlere bağlı olarak çıkan büyük yangınlardır
Ormanların tahrip edilmesi sonucunda ortaya çıkan en
önemli sonuçlardan biri toprak erozyonudur. Dünya üzerindeki
birçok ülkede, erozyonla kaybolan toprak miktarı, aynı süre içinde
doğal yolla oluşan toprak miktarından fazladır. Örneğin, Asya Kıtası'nda her yıl hektar başına 30 ton toprak erozyonla kaybolurken, doğal
yolla oluşan toprak miktarı hektar başına ancak 1 ton kadardır. Dünya'daki
toplam tarım alanlarından, yılda yaklaşık 24,5 milyar ton verimli üst yüzey
toprağı erozyonla taşınıp yok olmaktadır. Bu durum, tarım alanlarının verim değerini düşürdüğü gibi toprağın oluşumunu sağlayan mikroorganizmaları da
yok ettiğinden doğal dengenin bozulmasına yol
açmaktadır.
II.ÇEVRE
SORUNLARININ YAYILMA SÜRECİ
Sanayi Devrimi'ne kadar insanın doğal çevreye
yapmış olduğu etkiler fazla değildi. Sanayi Devrimi, birçok
gelişme ile birlikte, bilim ve teknolojiye dayalı yaşamda
yeni bir başlangıç olurken, diğer yandan çevre sorunlarının da başlamasına neden olmuştur. Sanayi ve teknolojinin gelişmesiyle
insanlar büyük bir gücün sahibi olmuşlar ve bu gücüçıkarlarına göre, doğaya karşı da sistematik ve planlı bir şekilde
kullanmışlardır. Elektrik, asfaltlı yol,
beton köprüler, yeni teknoloji ile sulama, fabrika, kimyasal ilaçlar,
diğer bazı günlük araçlar başlarda daha çok cazip geliyordu. Kendileriyle birlikte getirdikleri olumlu bazı
olanakların yanında, bunların çevre üzerindeki tahribatları
tehlike sinyallerini vermemişti ya
da bu alandaki tehlikeler görülmüyordu.Ciddi
anlamda ilk kez II, Dünya
Savaşı sonrası ortaya çıkan çevre sorunlarının başlangıçta, sanayileşmenin bir sonucu olduğu ve
sadece bulundukları bölgeleri ilgilendirdiği sanılıyordu.
O nedenle çevre sorunları ile ilgili çözüm ve bilinç de bölgesel ve mahalli olarak düşünülüyordu.
Çevre sorunlarının ortaya çıktığı bölgelerde yaşamayan insanlar bu sorunlara ilgi duymadıkları gibi,
çözümü konusunda da bir endişe
duymadılar.Çevre sorunlarının ciddi anlamda sebep olduğu bazı
sonuçlar, evrensel boyutlara ulaştığı anlaşıldıktan
sonra küresel anlamda bir çevre bilinci uyanmaya başlandı. Çevre
sorunları özellikle geçen yüzyılın ikinci yarısından itibaren Dünya gündemini işgal eden en önemli sorunlardan biri hâline
geldi.
0 yorum:
Yorum Gönder