Tarihsel Süreçte Şehirler
İlk şehirlerin ortaya çıkışı ve yeryüzünde şehirleşme hareketlerinin başlangıcı eski
olmasına karşın, Sanayi inkılabı'yla şehirleşme süreci hızlanarak günümüzde de devam etmektedir. Dünya'daki
ilk şehir yerleşmeleri Mısır, Hindistan ve Güneydoğu Asya'nın akarsu vadilerinde tarımın gelişmesiyle
belirmeye başlamıştır.
TARİHSEL SÜREÇTE ŞEHİRLERİN NÜFUS
GELİŞİMİ
En eski şehirlerin günümüz şehirlerine oranla nüfusları
çok azdı. Örneğin, Mezopotamya'da Sümerler'e
ait şehir nüfusu genel olarak 7 bin ila 20 bin arasında değişmekteydi.
Günümüze doğru şehir nüfusları hızlı bir artış göstermektedir. Örneğin, Londra'nın nüfusu 1800 yılında 1 milyon iken 1890 yılında 5
milyona 2000 yılında ise 15 milyona ulaşmıştır.
1820 yılında nüfusu 100 000'i aşan şehirlerin sayısı 22 iken 1890 yılında bu sayı 120'ye ulaşmıştır.
ŞEHİRLERİN FONKSİYONEL GELİŞİMİ
Yeryüzünde ortaya çıkan ilk şehirler, insanların tarımsal faaliyetlere başlamasına bağlı
olarak ortaya çıkmıştır. Sanayileşme hareketinin gelişmesi
ile şehirleşme artmış ve şehirlerin fonksiyonel değişimi hızlanmıştır. Değişen koşullara
bağlı olarak şehirlerdeki faaliyetler farklılaşmıştır.
ŞEHİRLERİN GELİŞİMLERİNİN KÜRESEL ETKİLERİ
Şehirlerin çevresine olan etkileri şehrin
nüfus ve fonksiyonel özelliklerine
göre değişmektedir. Şehirler sahip olduklarıözelliklerine
göre etkileri yerel, bölgesel
ve küresel boyutlarda olabilmektedir. Örneğin New
York'ta meydana gelen bir olay Dünya'nın büyük bir
kısmını etkilerken Sudan'ın Hartum şehrinde meydana gelen bir olay sadece yakın çevresini
etkileyebilmektedir. Şimdi küresel etkisi fazla olan bazışehirleri
inceleyelim.
Roma
Roma, Dünya tarihindeki belirleyici rolünü asırlar
boyunca sürdürdüğünden "Dünya'nın Başkenti" unvanına layık görülmüştür. Roma, bazı araştırmacılara göre kuruluşundan 1000 yıl sonra 1 milyona varan nüfusuyla
İngiltere'den Basra Körfezi'ne
Karadeniz kıyılarından Afrika'ya kadar uzanan Roma imparatorluğu'nun
başkenti idi. Bundan dolayı
sadece imparatorluğun sınırları içinde kalan yerleri değil Dünyanın büyük bir
kesimini siyasi ve dinî olarak etkisi altına almıştır. Roma'nın gücü doğuya yani istanbul'a kayınca şehir
hem etkisini hem de nüfusunu önemli oranda yitirmeye başladı. 13.
yüzyılda nüfusu sadece 30 bin kadardı.
Siyasî, dinî ve kültürel odak noktası olarak büyüme sürecine giren Roma'nın nüfusu günümüzde 3
milyona ulaşmıştır. Roma, Katoliklerin dinî
merkezi olan Vatikan'ı içine aldığından çift başkent özelliğine sahiptir. Vatikan'ın küresel
etkisi İtalya'dan çok daha büyüktür.
New York
1613 yılında Hollandalılar tarafından New Amsterdam adı altında
kurulan şehir, 1664 yılında ingiliz yönetimine geçti ve New York ismini aldı.
ABD'nin 1778 yılından itibaren 2 yıl süreyle başkenti oldu. New York, ABD'nin nüfus
bakımında en büyük şehridir.
Çevresindeki yerleşim bölgeleriyle birlikte, New York metropolitan bölgesinin
nüfusu 21 milyondur. ABD ve Dünya'nın önemli şirketlerinin
merkezleri, sivil toplum örgütleri ulusal ve uluslararası
etkili medya kuruluşları burada toplanmıştır. New York'un caddelerinden biri olan Wall Street, Dünya'nın en önemli
finans merkezidir. Bu yönüyle Dünya ekonomisinin kumanda ve kontrol merkezidir. New York ticaret ve
sanayinin olduğu kadar, eğitim ve kültür faaliyetlerinin yoğunlaştığı bir
yerleşim merkezi özelliği göstermektedir.
3. ŞEHİRLER
VE ETKİ ALANLARI
Şehirlerin gelişmesinde önemli paya sahip olan faaliyet türü o şehrin
asıl fonksiyonunu belirler. Bazışehirler
ise aynı anda birden fazla fonksiyona sahip olabilir. Şehirler
çeşitli faaliyet ve hizmetleri kendinde toplamıştır.
Bunlarla dar veya geniş alanları etkiler. Ayrıca şehrin etki bölgesiyle bir bütün oluşturan ve gelişen yerleşmeler ortaya çıkmıştır. Şehirsel fonksiyonlar şehirleri
çevrelerine göre bir cazibe merkezi hâline
getirmiştir. Bundan dolayışehirler, çevresindeki nüfusu kendine doğru çeken bir özelliğe sahiptir.
DÜNYA'NIN BÜYÜK ŞEHİRLERİ NEREDE
KURULMUŞTUR?
Dünya üzerinde değişik özelliklere sahip pek çok şehir
bulunmaktadır. Ancak bazışehirler konumu, hinterlandı ve
fonksiyonları sonucunda oldukça gelişmiş, Dünya'daki sayılışehirler arasında yerini almıştır. Dün-yadaki büyük şehirlerin özellikleri incelendiğinde,
bu şehirlerin genellikle orta kuşakta
yer aldığı görülmektedir. Bunlardan bazıları deniz
kıyısında olup hinterlandıyla bağlantısı
kolaydır. Bazıları doğal güzellikleriyle insanları
kendine çekerek etki alanı oluşturmuş, bazıları sanayi faaliyetlerinin âdeta merkezi
konumuna gelmiş, bazıları da tarihi özelliklerinin etkisiyle Dünya'nın büyük şehirleri
arasındaki yerini almıştır.
ŞEHİRLERİN FONKSİYONLARI VE ETKİ ALANLARI
Aşağıda yer alan bazışehirlerin etki alanları ile
etki alanlarının oluşmasında etkili olan fonksiyonların
neler olduğunu inceleyelim.
Mekke
Çöl ortasında kurulan bir şehir olmasına karşılık, İslamiyet'le birlikte önem
kazanmıştır. Bu özelliği ile sadece yakın çevresini değil, Dünya'daki tüm müslümanları etkisi altına almıştır. Her yıl Dünya'nın farklı bölgelerinden yüz binlerce müslüman bu şehri ziyaret etmektedir.
Essen
Avrupa'nın en büyük sanayi bölgelerinden olan Ruhr Bölgesindeki
Essen şehri 18 yüzyılda küçük bir şehir iken çevresindeki geniş kömür yataklarına bağlı olarak gelişmiştir.
Şam
Şam, geçmişte kervan yollarının üzerinde kurulan bir şehirdir.
Günümüzde de gelişen ve değişen şartlara uyum sağlamış, ulaşım yollarıüzerinde bulunmanın avantajını kullanarak gelişimini devam ettirmiştir.
Marsilya
Yunanlı
denizciler tarafından kurulan Marsilya şehri,
zamanla Vieux Limanı etrafında genişleyerek bugünkü hâlini almıştır. Günümüzde Akdeniz'in en büyük
ticari kapasitesine sahip liman şehridir
Oxford
Oxford eğitim hizmetlerinin ön
plana çıktığı bir şehirdir. Bu özelliği şehrin özel bir karakter kazanmasını sağlamıştır.
Oxford'ta yüksek düzeyde eğitim faaliyetleri yürütülmekte
olup, Dünya'nın değişik bölgelerinden gelen öğrenciler burada öğrenim görmektedir.
Paris
Fransa'nın idari ve siyasi merkezi olan Paris, 987 yılında Fransa'nın başkenti
olmuş ve bu tarihten itibaren idari merkez olarak kalmıştır.
Bununla birlikte Paris Dünya'nın moda merkezi durumundadır.
Tokyo
Japonya yer altı kaynakları yetersiz olmasına karşılık, yüksek teknolojiyi kullanarak Dünya'nın en önemli
sanayi ülkelerinden bir hâline gelmiştir. Bunda başkenti olan Tokyo önemli rol oynamıştır. Demir yolu şebekesinin ülke dışına güçlü bir filo ile bağlanmış olması, gerek ham madde sağlanmasını
gerekse Dünya pazarlarına erişilmesi açısından büyük kolaylıklar sağlamıştır. Bu özelliği sanayi faaliyetlerinin Tokyo şehrinin
çevresinde yoğunlaşmasında etkili olmuştur.
0 yorum:
Yorum Gönder