Kültür Bölgelerinin Oluşumu ve Türk Kültürü
I. DÜNYA KÜLTÜRÜNDE TÜRK İZLERİ
Kültür, insanların ortak yaşam tarzıdır. Bu yaşam tarzının oluşturan çeşitli unsurlar vardır. Bu unsurlar maddi ve manevi unsurlar olarak iki başlıkta toplanabilir.
Kültürü oluşturan maddi unsurlar; coğrafi
konum, simgeler, doğal ortam özellikleri, iklim özellikleri, su özellikleri, arazi yapısı ve
toprak özellikleridir.
Kültürü oluşturan manevi unsurlar; dil,
din ve inançlar, ahlak kuralları, örf ve adetler,
komşu kültürler, Dünya görüşü, yasalar ve hukuk kurallarıdır.
Kültürün doğduğu yer o kültürün kültür ocağı olarak ifade edilir. Bir kültürü oluşturan
unsurlar bu ocaktan çıkar ve yayılır.Kültürün çeşitli özellikleri vardır. Bunlar; öğrenilebilir olması, toplumsal olması, aktarılabilir olması, değişebilir olması, sürekli olması, bütünleştirici olması, ihtiyaçları giderici olması ve belli kurallarının olması gibi özelliklerdir.Kültür, insanlar arası etkileşimden doğar ve gelişir. Aynı kültür içindeki fertler kültürlerini öğrenerek gelecek nesillere aktarır.
Mevcut kültüre bazı unsurlar eklendiği gibi bazı unsurlar da çıkarılır. Toplumsal şartlar ve ihtiyaçlar değiştikçe kültür, yeni ihtiyaçlar ve sorunlar karşısında
insanların geliştirdikleri yeni fikirler ve icatlarla değişime uğrar.
Kültürün insanlar arasındaki aktarılma şekli sözlü ya da yazılı olarak dille olur. Kültürü oluşturan
unsurların arasında belli bir uyum vardır. Bu
unsurların belli bir sistemi oluşturması, kültürün bütünleştirici
özelliğinin oluşmasına yol açar.
Kültürün belli kuralları vardır. Aynı kültür içinde yaşayan insanların yaşamlarını belirleyen yazılı ya da yazılı olmayan kurallar kültürün devamlılığı açısından önemlidir. Bu kurallar yaşatıldığı sürece kültür, gelecek
nesillere aktarılır.Kültürün oluşturan unsurları coğrafi yaklaşımlarla inceleyen bilime kültürel coğrafya denir.
II.TURKKULTURU
Türk kültürünün ocağı yani ilk ortaya çıktığı bölge Orta Asya'dır. Bu bölge tarih kitaplarında belirtildiği gibi Türkler'in anayurdudur. Bu bölge;
kuzeyde Sibirya, güneyde Himalayalar, doğuda
Kingan Dağları ve batıda Hazar Denizi ile çevrelenen
geniş bir bölgedir.
Bu bölgede geçimlerini tarım ve hayvancılıkla sürdüren Türkler, iklim koşullarında meydana gelen şiddetli kuraklık, toprakların verimsizleşmesi ve toprakların artan nüfusa yetmemesi gibi nedenlerle çeşitli bölgelere
göç etmişlerdir. Bu göçler sonucunda Türk boylarının önemli bir bölümü Anadolu'ya gelmiş ve yeni kültürlere komşu olmuşlardır. Bu kültürler; islâm kültürü, Yunan kültürü ve İran - Pers kültürüdür. Bu kültürlerle yüzyıllardır komşu oldukları hâlde Türk kültürü günümüze kadar sağlam bir şekilde gelmiştir.
Türkler, tarih boyunca asla esaret altında yaşamayı kabul
etmemiş ve 16 bağımsız devlet kurmuş bir millettir. Tarih boyunca mertlikleri vedürüstlükleri
ile tanınmışlar, zulüm ve adaletsizlikten uzak karakterleriyle düşmanlarının bile
takdirlerini toplamışlardır. Türkler'in İslâmiyet ile şekillenen karakterinin en dikkat çeken özelliği, haksızlığa ve
zulme karşı olan tepkisidir. Türk
halkı, tarih boyunca birçok
imparatorluklar ve süper devletler kurmuş, üç kıtaya
nizam vermiştir. Adalet ve hoşgörü prensipleri üzerine kurulu Türk devlet anlayışı, özgürlüğün, barışın ve huzurun güvencesi olmuştur.
Tarih sahnesinde müslüman Türkler hemen her dönemde, yönetici vasıflarıyla boy göstermişler, adaletli ve merhametli yönetimleriyle
örnek teşkil etmişlerdir. Türk milleti, tarihin hiç bir döneminde
zalime destek vermemiş ve her zaman ezilenin, mazlumun yanında
yer almıştır. Türkler, yeryüzüne hakim oldukları her dönemde, Dünya'ya nizam vermişlerdir. Farklı kültürlere ve inançlara sahip, farklı dilleri konuşan birçok milleti aynı bayrak altında ve büyük bir hoşgörüçerçevesinde sevgi ve saygı
hudutları içinde yaşatabilmişlerdir.Unlü düşünür ve yazar Voltaire (1694-1778) Türkler,
Müslümanlar ve Ötekiler adlı eserinde bu gerçeğe şöyle dikkat çekmiştir: "Türklerin sanatı kumandanlıktır. Otuz milleti bayrağı altında
toplayan bir devlet kurmayı başarmışlardır. Türk İmparatorluğu
Avrupa devletlerinden hiçbirine benzemez."Orta Asya'daki göçebe
hayat tarzından kalma Türk kültür simgelerini günümüzde de görmek mümkündür. Çadır, at, halı ve kilim dokumacılığı o dönemlerden günümüze ait simgelerdir. Ancak daha sonraları Orta
Asya'dan çeşitli bölgelere göç eden Türkler yerleşik hayata geçerek şehirler ve devletler kurmuş ve
yerleştikleri bölgelerde pekçok sanat eserleri yapmışlardır. Köprüler, çeşmeler,
kervansaraylar, hanlar, hamamlar, camiler, imaretler, medreseler gibi yüzyıllar öncesinde
yapılmış eserlere günümüzde de rastlana-bilmektedir.
III. TÜRK KÜLTÜRÜNÜN GENEL ÖZELLİKLERİ
Türk kültürüçok eski ve köklü bir kültürdür. Bu kültür Türklerin
göçüp yerleştikleri devlet kurup egemen oldukları bütün ülkeleri
kapsar. Türk kültürü, Anadolu'da geleneksel yaşamı sürdüren
toplulukların yüzyıllar boyunca kendi dil, kültür ve
beğenileriyle oluşturup yaşattıkları kültürün ortak adıdır. Bu kültür halkın duygu, düşünce ve beğenisiyle süzülerek günümüze gelmiş, toplum ve coğrafi koşullarla şekillenmiştir.
Türk kültürü hem göçebe hem de yerleşik özellikler taşır. Orta Asya'dan Anadolu'ya göç eden
Türk boyları, dokuz yüzyıl önce kendilerine özgü inanışlarını, törelerini, geleneklerini, sanatlarını da
beraberlerinde getirmişlerdir. Bunlardan bazıları aynen
saklanmış bazıları da Anadolu kültüründe yeni bir oluşumla yeniden şekillenmiştir. Türk kültürü tarih sürecinde kendine miras kalan kültürleri,
kendi potasında eriterek kendi damgasını vurmuştur.Türk kültürü karasal özelliklerin etkisinde kalmıştır.Türk kültürünün ocağı
olarak nitelenen Orta Asya'da karasal iklim koşullarının hüküm sürmesi
nedeniyle bozkır kültürü oluşmuştur. Bu koşullarda doğal bitki örtüsünün bozkır olması göçebe hayvancılığın yaygınlaşmasını sağlamıştır. Atın adeta Türk milletinin sembolü hâline
gelmesi de yine bu coğrafi koşulların bir sonucudur.
Türk kültürü, yayılış alanının coğrafi konumu nedeniyle birçok kültürden
etkilenmiş ve bu kültürleri etkilemiştir. Anadolu coğrafi konumu nedeniyle tarih boyunca Asya, Avrupa, Afrika, Mısır ve
Mezopotamya kültür yollarının kesiştiği bir merkez olmuştur. Orta Asya'dan Anadolu'ya 9. yüzyıldan
başlayarak gelmeye başlayan Oğuz ve Türkmen boyları, Anadolu'nun bugünkü kültürel yapısını oluşturmağa başlamıştır. Anadolu'nun günümüzdeki evrensel değerler taşıyan özgün kültür yapısının oluşmasında Türkler ana etken olmuştur.
Anadolu pek çok küçük kültürel çevreyi ve onların kültürel yapılarını içinde barındırmıştır. Böylece Anadolu kültürü oluşmuştur.
Atatürk de Türk kültürünün özelliklerini şu sözüyle ifade etmektedir:
"Türk milleti, Asya'nın garbında ve
Avrupa'nın şarkında olmak üzere kara ve deniz sınırlarıyla ayırt edilmiş, dünyaca tanınmış, büyük bir yurtta yaşar. Türk yurdu daha çok büyüktür. Bütün Dünya'da, Asya, Avrupa, Afrika Türk atalarına yurt olmuştur. Bu
hakikatler tarih vesikalarıyla malumdur. Fakat bugünkü Türk milleti,
varlığı için bugünkü yurdundan memnundur. Çünkü Türk derin ve şanlı geçmişinin, büyük kudretli atalarının mukaddes miraslarını bu yurtta
muhafaza edebileceğinden, o miraslarışimdiye kadar olduğundan daha fazla zengin-leştiriceğinden
emindir."
0 yorum:
Yorum Gönder