Our social:

9 Nisan 2015 Perşembe

Türkiye’de Madenler ve Enerji Kaynakları

Ekonomik değeri olan mineral ve elementlere maden verilir. Bir madeni işlemenin ekonomik olması bazı koşullara bağlıdır. Bunlar;
       Rezervinin (maden miktarı) işletme için yeterli olması,
       Maden rezervi içindeki saf maden oranının (tenoru­nun) yüksek olması,
       Madenin çıkarıldığı bölgedeki ulaşımın kolay olması,
       Sermayenin yeterli olması gibi koşullardır.
Ülkemiz maden çeşitliği bakımından Dünya'da ilk beş ülke arasında yer alır. Fakat birçok maden yatağı dü­şük rezervli ve dağınık hâldedir. Bu durum, ülkemizde­ki madencilik faaliyetlerini olumsuz etkiler. Ülkemizde çıkarılan madenlerin bir kısmı kendi sanayi kollarımız­da kullanılmakla birlikte önemli bir kısmı ham ya da yarı işlenmiş olarak ihraç edilmektedir. Ülkemizde ma­dencilik faaliyetleri 1935 yılında kurulan Maden Tetkik Arama Enstitüsü (MTA) ve özel sektör tarafından yürü­tülmektedir.


BAŞLICA MADEN ÇEŞİTLERİMİZ
 Demir
Demir, metal sanayiinin ham maddesidir. Türkiye'nin her bölgesinde rezervi vardır. Türkiye'de bugüne ka­dar yaklaşık 900 adet demir cevheri yatağı saptanmış bunlardan ekonomik olabileceği düşünülen 500 kada­rının etüdü yapılmıştır. İşletilen başlıca demir madenle­rimiz; Divriği ve Kangal (Sivas), Hekimhan ve Hasan-çelebi (Malatya), Havran (Balıkesir), Niğde, Kayseri, Adana ve Kahramanmaraş'tadır. Bu rezervlerden çıka­rılan demir madenleri; Karadeniz Ereğli, Karabük, İs­kenderun, İzmir ve Sivas'taki demir - çelik fabrikaların­da işlenir. Türkiye, demir madeni zenginliği bakımın­dan Türkiye'de sekizinci sıradadır.
Bor Mineralleri
Tuz bileşiği hâlinde olan bor mineralleri, hafif ve kim­yasal etkilere karşı dayanıklıdır. Bor mineralleri yakla­şık 250 değişik alanda kullanılmaktadır. Bunlar; plas­tik, ısıya dayanıklı cam, temizlik maddeleri üretimi, fo­toğrafçılık, çimento, ilaç, jet ve roket yakıtları ile nükle­er enerji üretimidir. Dünya bor minaralleri rezervlerinin yarısından fazlası (3 milyar ton) ülkemizde bulunur. Türkiye'yi rezerv bakımından ABD ve Rusya izlemek­tedir. Bu rezervlerin bulunduğu başlıca maden yatak­larımız; Seyitgazi (Eskişehir), Bigadiç ve Susurluk (Ba­lıkesir), Emet (Kütahya), Mustafa Kemalpaşa (Bursa) yörelerindedir. Bu yörelerde çıkarılan bor tuzları Ban­dırma ( Balıkesir) ile Kırka ( Eskişehir) yörelerindeki fabrikalarda işlenir.




Krom
Demir çelik sanayiinde paslanmaz dayanıklıçelik yapı­mında kullanılır. Ülkemizdeki en önemli krom yatakla­rı; Guleman (Elazığ), Kopdağı (Bayburt), Fethiye ve Köyceğiz (Muğla), Acıpayam ve Buldan (Denizli), Or­haneli (Bursa), Mihalıççık (Eskişehir), Karsantı ve Po­zantı (Adana) ve Kayseri'dedir. Son yıllarda 500 bin to­nun altına düşen yıllık üretimimizin yaklaşık yarısı ihraç edilir. Geriye kalan miktar ise Elazığ ve Antalya'daki ferro krom fabrikalarında işlenir. Türkiye krom rezervi bakımından Dünya'da beşinci sırada yer alır.
Bakır
İnsanların ilk kullandığı madenlerdendir. Elektrik ve ısı iletkenliğinin fazla olması nedeniyle elektrik ve elektro­nik sanayiinde, bunun yanı sıra makine sanayii, mutfak ve süs eşyaları yapımında kullanılır. En
önemli bakır ya­taklarımız Murgul (Artvin), Küre (Kastamonu), Maden (Elazığ), ve Çayeli (Rize) yörelerindedir. Bu yörelerde el­de edilen bakır cevheri Samsun, Murgul ve Maden'deki işletmelerde işlenir. Ülkemiz bakır üretiminde Dünya'da yedinci sıradadır.
Boksit
Boksit madeninin işlenmesiyle alüminyum metali elde edilir. Alüminyum, elektrik elektronik sanayiinde, izolas­yon malzemelerinin yapılmasında, konserve ve ambalaj sanayiinde, inşaat sektöründe ve otomotiv sanayii ol­mak üzere birçok alanda kullanılır. Ülkemizdeki başlıca boksit yatakları; Akseki (Antalya), Seydişehir (Konya), Milas (Muğla), ve Saimbeyli (Adana) gibi yörelerde bulu­nur. Bu yörelerde elde edilen boksit, Seydişehir'deki alü­minyum tesislerinde işlenir.
Barit
Çeşitli boyaların yapımında ve sondaj çalışmalarında kullanılır. Isıyı emme ve soğutma özelliği taşır. Kaymayı önleyici malzemelerin yapımında, cam sanayiinde de kullanılmaktadır. Alanya ve Gazipaşa (Antalya), Elbistan (Kahramanmaraş), Muş ve Eskişehir yörelerinde çıkarı­lan barit, İzmit, İzmir, Elazığ, Eskişehir ve Antalya'daki barit unu fabrikalarında işlenir.
Fosfat
Suni gübrenin ham maddesi olarak kullanılan fosfat, ül­kemizde Mazıdağı (Mardin), Adıyaman, Hatay, Bingöl ve Bitlis yörelerinde çıkarılmaktadır. Çıkarılan fosfat Mazı­dağı fosfat işletmelerinde işlenir. Ülkemizdeki fosfat ya­takları gübre fabrikalarının ihtiyacını görecek yeterlilikte değildir. Bu nedenle başta Fas, Tunus ve Cezayir gibi Kuzey Afrika ülkelerinden ithal edilir.
TUZ
Kimya sanayii, dericilik, konserve ve salça sanayiine ka­dar birçok alanda kullanılan tuz, ülkemizde bol miktarda ve kaya tuzu yataklarından elde edilir. En önemli göl tu­zu yatağımız Tuz Gölü'dür. En büyük deniz tuzu yatağı­mız ise izmir Körfezi'ndeki Çamaltı Tuzlası'dır. Kaya tuzu yataklarımızın başlıcaları; Çankırı, Kırşehir, Yozgat, Erzu­rum, İğdır ve Kağızman (Kars) yörelerindedir.
Manganez
Demir, çinko, kobalt gibi çeşitli madenlerle birlikte bulu­nan manganez madeni, işlenerek saf manganez hâline dönüştürülür. Manganez genellikle demir çelik sanayiin­de sert ve dayanıklı sanayi çeliği yapımında kullanılır. En önemli manganez yataklarımız; Ceyhan (Adana), Deniz­li, Kastamonu, Balıkesir, Burdur ve Sivas illerindedir.
Antimon
Antimon cevherinin demir tozu ile ısıtılmasıyla elde edi­len antimon, paslanmaz metal sanayii, matbaacılık, ilaç ve cam ve seramik sanayiinde kullanılır. Antimon yatak­ları; Balıkesir, Tokat, Bilecik, Kütahya ve Niğde illerinde bulunur.
Cıva
Doğal ortamda sıvı olarak elde edilen tek sıvı madendir. Aynaların sırlanmasında, zirai ilaç yapımında, altın çıkarımında, boya ve asit sanayiinde kullanılır. Konya, İmir, Manisa ve Uşak çevresinde cıva yatakları vardır.
Feldispat
Feldispat; cam, seramik, kaynak elektrotları ve boya sa­nayiinde kulanılan önemli bir endüstriyel ham madde­dir. Ülkemiz 130 milyon tonluk rezervle Dünya rezevleri içinde yaklaşık % 10'luk bir paya sahiptir. Önemli feldis­pat yatakları; Demirci (Manisa), Simav (Kütahya), Çine (Aydın), Milas (Muğla) yörelerinde yer alır.
Asbest (Amyant)
Isıya, aşınmaya, kimyasal maddelere çok dayanıklı lifsel yapıda bir mineraldir, itfaiyeci elbiseleri, otomobillerin fren balataları ve çatı malzemesi olan eternit yapımında
kullanılır. Kanserojen etkisi nedeniyle kullanım alanları sınırlandırmaya çalışılmaktadır. Önemli asbest yatakla­rımız; Bursa, iskenderun, Erzincan, İzmir, Muğla ve Si­vas illerinde yer alır.
Mermer
Ülkemiz Dünya'nın en önemli mermer üreticilerindendir. Çok çeşitli mermer türlerimizin bulunduğu ülkemizde bu yatakların çoğunluğu Marmara ve Ege bölgelerinde yer alır. Marmara Adası (Balıkesir), Balıkesir, Bursa, Bi­lecik, Muğla, Afyon ve Denizli mermer yataklarının bu­lunduğu başlıca illerdir.
Lüle Taşı
Lüle taşı, hafif ve parlak yüzeylidir. Küçük süs eşyaları, ve takı yapımında kullanılır. Dünya'nın en kaliteli lüle ta­şıülkemizde bulunmaktadır. Eskişehir'de (Sarısu, Kayı-köyü, Gökçeoğlu) çıkarılır.
Oltu Taşı
Süs eşyaları ve teşbih yapımında kullanılan oltu taşı, Er­zurum'un Oltu ilçesinde çıkarılır. Bölgede oltu taşıçıkar­mak için açılan ocak sayısı 600 civarındadır.
TÜRKİYE'DEKİ ENERJİ KAYNAKLARI
insanlar ihtiyaçları olan maddeleri üretebilmek ve ulaş­tırmayı sağlayabilmek için sürekli enerji kullanırlar Bu enerjinin bir kısmıyenilenebilirdir. Güneş, su ve rüzgâr bunlardandır. Ancak insanların kullandığı enerjinin çoğu yenilenemeyen özelliktedir. Kömür, petrol, ve doğal gazdan elde edilen enerji bunlardandır. Ülkemizde bu­lunan başlıca enerji kaynaklarışunlardır.
TaşKömürü
I. jeolojik zamanda oluşmuş organik tortul kayalardan­dır. Kalori değeri yüksek olduğu için demiri eritmede de­mir çelik fabrikalarında kullanılır. Ülkemizde Zonguldak,



Amasra ve Ereğli arasındaki sahada çıkarılır. Buradan elde edilen taş kömürü, Ereğli ve Karabük demir çelik fabrikaları ile Çatalağzı Termik Santrali'nde elektrik enerjisi üretiminde kullanılır.
Linyit
Ülkemizdeki en zengin enerji kaynağıdır, III. jeolojik za­manda oluşmuş organik tortul kayaçlardandır. Taş kö­mürüne göre kolori değeri daha düşüktür. Türkiye'nin hemen her bölgesinde linyit rezervleri bulunmaktadır. Bunlardan başlıcaları; Ankara (Nallıhan), Kütahya (Tav­şanlı, Seyitömer, Tunçbilek), Manisa (Soma), Muğla (Ya­tağan), Erzurum ve Amasya'dır. Çıkarılan linyitin yarı­dan fazlası termik santrallerde, geri kalanı ise konutla­rın ısıtılmasında ve sanayide kullanılır. Linyitle çalışan başlıca termik santrallerimiz Soma, Tunçbilek, Yata­ğan, Afşin - Elbistan, Çayırhan ve Orhaneli santralleri­dir.
Petrol
Ham madde ve enerji kaynağı olarak kullanılabilen en değerli doğal zenginliklerdendir. 20. yüzyılın başların­dan günümüze dek hızla önem kazanmıştır. Türki­ye'nin bugünkü petrol ihtiyacı 25,5 milyon ton civarın­da olup, bunun ancak % 10'u ülkemizden elde edil­mektedir. Ülkemizin petrol üretiminin tamamına yakını Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden karşılanır. Bu böl­geden elde edilen ham petrol Batmandaki rafineride işlenir. Dışarıdan ithal edilen ham petrol ise İzmit (ip-raş), İzmir (Aliağa), Kırıkkale(Orta Anadolu) ve Mersin (Ataş) rafinerilerinde işlenmektedir.
Doğal Gaz
Petrolün gaz hâline dönüşmüş bir biçimi olan dağal gaz petrol rezervlerinin çevresinden çıkarılır. Temiz bir yakıt olması nedeniyle son yıllarda kullanım alanı yay­gın olan doğal gaz ülkemizde sınırlı bir üretime sahip­tir. Ülkemizde doğal gaz yataklarının bulunduğu yer­ler; Hamitabat (Kırklareli), Hayrabolu (Tekirdağ), ve Çamurlu (Mardin) yöreleridir. Elektrik üretimimizin yak­laşık % 44'ü doğal gazdan elde edilmektedir. Bu ne­denle doğal gaz ihtalatımız oldukça fazladır. Doğal gaz ile elektrik üreten santrallerimiz Hamitabat, Ambarlı (İs­tanbul) ve Ovaakça (Bursa)'dadır.
Rüzgâr Gücü
Çevreyi kirletmeyen temiz ve tükenmez bir enerji kay­nağıdır. Bu özelliklere sahip olması rüzgâr gücünün kullanılmasını cazip hâle getirmiştir. Ancak pahalı bir yatırım olması nedeniyle ülkemizde rüzgâr gücü ile ça­lışan santraller çok azdır. Bu santrallerin ilki Çeşme (İz-mir)'nin Alaçatı beldesinde kurulmuştur. Rüzgâr po­tansiyeli yüksek olan Çanakkale, Muğla, Balıkesir ve Manisa gibi illerde de bu tür santrallerin kurulması planlanmaktadır.
Su Gücü (Hidroelektrik Güç)
Suyun yüksekten aşağılara doğru akışının oluşturduğu enerjiye su gücü veya hidroelektrik enerjisi denir. Türki­ye'nin ortalama yükseltisinin fazla olması, akarsuların dar ve derin vadilerde akması nedeniyle hidroeletrik po­tansiyeli oldukça fazladır. Türkiye hidroelektrik potansi­yeli bakımından Avrupa'da Rusya ve Norveç'ten sonra üçüncü sıradadır. 2006 yılına göre ülkemizde üretilen elektrik enerjisinin yaklaşık % 28'i hidroelektrik santral­lerinden karşılanmıştır.
Güneş Enerjisi
Güneş enerjisi, tükenmeyen enerji kaynakları içinde en nemlisidir. Türkiye'nin Akdeniz iklim bölgesinde yer alması nedeniyle birçok bölgemizde yıl içindeki güneş­li gün sayısı ve güneşlenme süresi yeterli düzeydedir. Güneş enerjisinden ülkemizde daha çok ev ve iş yerle-
rinin ısıtılmasında, sıcak su elde etmede yararlanılır. Güneydoğu Anadolu, Akdeniz ve Ege bölgeleri güneş enerjisinin kullanımına en elverişli bölgelerimizdir.
Jeotermal Enerji
Faylarla parçalanmış arazilerde yaygın olarak görülür. Yer altına sızan suların magmaya yaklaştığı yerde ısı­nıp buhar hâlinde yeryüzüne kendiliğinden ya da son­dajlarla çıkmasıyla kullanılan enerji kaynaklarıdır. Ülke­mizde fay hatlarının geniş yer kaplamasından dolayı jeotermal enerji potansiyeli fazladır. Bu enerjiden ko­nutların ısıtılmasında ve elektrik üretiminde yararlanılır. Sarayköy (Denizli), Germencik ve Sultanhisar (Aydın)'da elektrik üreten jeotermal santraller mevcuttur.
Nükleer Enerji
Uranyum ve toryum gibi radyoaktif minerallerin atom­larının parçalanmasıyla elde edilen enerjiye nükleer enerji adı verilir. Stratejik madenler grubunda yer alan uranyum ve toryum minerallerinin rezervlerinin belir­lenmesi çalışmaları devlet tarafından yürütülmektedir. Ülkemiz uranyum bakımından zengin olmasa da tor­yum rezervleri bakımından Dünya'da ikincidir. Türki­ye'nin bilinen ilk toryum yatağı Eskişehir (Mihalıç-çık)'dedir.
Biyokütle (Biyomas) Enerjisi
Bitki ve hayvan artıklarına dayalı enerji üretimine biyo-denir. Bu enerjinin kullanım alanı iki şekil­dedir. Klasik biyokütle enerjisi, odun, bitki ve hayvan atıklarının yakılmasıyla elde edilir. Modern biyokütle enerjisi ise bitkisel ve hayvansal atıkların katı, sıvı ve gaz hâline çevrilmesidir. Biyomas atıkların değerlendi­rilmesi kırsal kesimlerde biyogaz, kentlerde ise çöp termik santralleri ile olmaktadır. Özellikle kentlerin çev­resinde kurulan çöp santralleri enerji üretiminin yanı sıra çöpleri yok etme işlevi göreceğinden önemlidir.

0 yorum:

Yorum Gönder